21 Eylül 2011 Çarşamba

FASULYE TURŞUSU

        Buğünkü yapılanlar eşimin hafta sonu Assos dönüşü getirdiği organik sebzelerden çeşitleme oldu.Allahtan eve gelmeden önce istediği kadar alsın diye torbaları anneme götürmüş.Hepsinden azcık yolla dedim anneme ,zaten fasulye yemeği tencerede yeni pişti ,buzlukta da yer kalmadı.bari turşu yapayım.aslında her kış kayınvaldem Rize den yollar fasulye ve pazı turşumu ama o gelene kadar azcık bende yaptım.

                                          Fasulyeler kaynar suya atılıp biraz haşlandı.(diri kalacak)
                                                       soğuk suya alındı..
       
       Kavanoza yerleştirip aralarına sarımsak soktumenüstüne de iri bir sarımsağı ezip koydum.ölçü olması için kavanozu suyla doldurdum ve geri bir kaba boşaltım.kaptaki suya tuzu ilave edip tekrar kavanoza koydum ve ağzını kapadım.Bu arada bildiğim kadarıyla sirke koyulmadan yapılan tek turşu fasulye turşusu.
      Ayrıca gelen patlıcanlardan birkaçını fırında közledim.sapından tutarak güzelce soydum.(suyun altında değil, bıçağın ucuyla kabuğunu kaldırarak)
        Doğradım, bol sarımsak, şirke ve sızma zeytinyağı ile harmanlayıp yarın yemek üzere dolaba kaldırdım.
        Ne diyim bize afiyet olsun...

19 Eylül 2011 Pazartesi

KARNIYARIKLAR BUZLUĞA ....Kış hazırlıkları...

 
        Selam arkadaşlar.
        Sizlere yaptığım kış hazırlıklarından bahsedeyim biraz zira yazlıktan dönüş, okulların açılması derken pek elişi yapamadım bu aralar ama boş da durmadım.
        Assos da ahbabımızın bahçesinden topladığın yarım çuval kadar patlıcan kızartıldı,içleri dolduruldu ve tepsilere dizilip dönduruldu.Tepside üzerini streçleyip döndurdum ve sonra çıkarıp istediğin adetlerde poşetledim.İşte hazır yemek, diz tencereye ,ver salçalı suyunu doğru ocağa....
   

                                          Poşetlenmeden önce
         Bunlarda anneciğim tarafından pişirilen domateslerden birkaçı.Bazıları biberli menemenlik hazırlandı.
        Daha öncede bahsetmiştim anneannem hayatta yani biz 4 nesiliz Maaşallah.Anneanneciğim yazlıkta domates biber karışık salçamı da pişirdi.Anlıyacağınız herkez bir çeşit yapsa epeyce çeşit oluyor.
       Assos dan dönerken Küçükkuyu pazarından bir çuval kadar barbunya beyazı  ve oralarda Badalan denen kurufasulyenin tazesinden almıştım ve her yıl aldığım köylü kadının şahane nohutundan almıştım.Gelince hepsi ayıklandı , hazırlan ve dondurucuda yerini aldı.
      Haaa söylemeyi unuttum anneciğim reçellerimi de pişirdi.
      Her yıl tarhanamı yazlıkta yaparız aslında ama geçen yıl çok yapmışız o yüzden yapmadık.Kala kala turşu kaldı.havalar sıcak gittiği için onu yapmadım ama sıra artık ona da geldi.bu yıl küçük bidonlara farklı çeşitler yapmak istiyorum kısmetse.büyük bidon bitmeyince ziyan oluyor.
       Şimdilik hoşcakalın..

17 Eylül 2011 Cumartesi

PEPEÇURA YAPTIM

           Dün anneme gitmiştim.bahçedeki kokulu siyah üzümleri görünce topladım.Bu yıl o kadar çok verdi ki Maaşallah bütün mahalle yedi bitiremedi.Son kalanları da ben topladım.
           Büyüdüğüm mahallede önüm, arkam, sağım ,solum Giresun'lu olduğu için Karadeniz'li biriyle evlenmeden öncede bilirdim bu lezzeti.Aslında sadece üzüm suyuyla yapılır ama benim pek ekşiyle aram olmadığı için süt katarak yaptım.


                                           Taneledim
             Göz kararı su ekleyerek kaynattım.Kaynamaya başladığında üzmleri rengi iyi çıksın diye püre yapıcı ile ezmeye başladım.Şahane şarap rengi bir su elde ettim.
         Bu arada söylemeden edemiycem Paşabahçe bu şirin kaseleri birkaç ay önce piyasaya sürdü.Kapaklı oluşu ve istiflenebilmesi çok kullanışlı.Yapılan tatlıların buzdolabında muhafazası için çok iyi,tavsiye ederim.
      İşte son hali, üzeri muhtelif  şeyler le süslenebilir.Ben fıstığı seçmek zorunda kaldım zira hindistancevizi bitmiş.Malzemelere gelince...
      3 bardak üzüm suyu
      1 bardak su
      1 bardak süt
      1 bardak şeker
      2 kaşık nişasta
      2 kaşık un
      vanilya

      Tekrar söylüyorum bu benım Pepeçuram.Orjinal tarif hakkında hiçbir bilgim ve iddiam yok.
      Yiyenler çok beğendi ,başka meyvelerle de denemek üzere şiddetle tavsiye edilir....::))))
     

16 Eylül 2011 Cuma

YEŞİLYURT KÖYÜ

       Adı üzerinde yemyeşil bir köy.Kaz dağlarının eteklerinde, Ege denizine hakim manzarası muhteşem.
         Bu yaşıma geldim bu kadar tarihi ve doğal dokusu bozulmadan muhafaza edilmiş bir yer daha görmedim.
       Hani şu Karadağlar dizisinin çekildiği köy burası....
       Köyde inanması zor ama tam 13 butik otel var.Bunlardan biri de Ezel dizisinin Ramiz Dayısı na ait.
           Yukardaki resimde kafeye çevrilmiş köy evlerinden biri.Sanki sanata aşık ve tarihe ve doğaya saygılı insanlar özellikle seçilip bu güzel köye toplanmış.
        Bu da içini gezmemize izin verilen butik otellerden biri olan ÖNGEN Oteldenbir resim.Denize hakim teras odalar dışardan bile harika görünüyor.Kimbilir içleri ne güzel dekore edilmiştir.
                  Resmin kötülüğü için üzgünüm.Otel sahibinin anneannesinin çeyizinden kalan kaneviçeler ve telkırma örtüler çerçevelenip duvarlara asılmış.(burası lobi)
                                                      Şahane değilmi?
       Bu köyde kendimden geçtim desem yalan olmaz.resmen çevreyi incelemekten resim çekmeyi unuttum.
       Eğer yolunuz Egeye, Küçükkuyu ya düşerse muhakkak görmelisiniz derim ve hatta imkanınız varsa muhakkak kalmalısınız.
      Yeşil,mavi,tarih ve romantizimin bir arada başka bir yerde bulamazsınız derim............

13 Eylül 2011 Salı

YAZLIK RESİMLERİNE DEVAM...


       Bu yıl yapılacaklardan en önemlisiydi çimler ama seneye inşallah.Daha önce rulo çim yaptırdım ama denizkenarı olduğu için adapte olamadı.Tabi birde deniz kenarı olduğu için suyun tuzlu oluşu çok önemli bir etken.
                       Seneler önce yaptığım transfer sehpa tablaları duvarımı süslüyor ama epeyce soldular artık.Kapıdaki denizci çanı geçen yıl Mercan da KESKİN hediyelikten almıştım.
            Bu ve diğer resimdeki küpleri Handancığım vermişti.Özellikle görsün diye çektim.
                                                     Ahhh gariban bahçem.
     Gullerime tırtıl musallat oldu ama arap sabunlu suyla tedavi ettim şükür.Şimdilik hoşçakalın ...

GELELİM İYİ HABERLERE.....

         Bütün yazı yazlıkta geçirip dinlendim demek isterdim ama öyle olmadı.Bu yaz için yazlığın içinde ve bahçesinde yapacaklarımla ilgili planlarım vardı ama hayat beni başka şeylere yönlendirdi.Dolayısı ile yazlığa çok az gidebildim.
        Öncelikle Nihan;ın SBS sınavı ve sonucunu beklemek oldukça stresliydi.469 puan alarak kendini de bizi de rahatlattı.
        Oğlum Erhan yaz boyu bizimleydi diyebilirim.Ağustos ortalarında onu Amerika ya yolcu ettk.Bu yıl 3. sınıf inşallah.Gurbet çok zor doğrusu.
        Okulların kapanmasıyla benim ev arama maceram başladı ve satın aldım çok şükür.Toparlanma, taşınma ,dekorasyon derken keyifli ama oldukça yorucu günler geçirdim.Allahım bütün evi olmayanlara nasip etsin.Yeni evin resimlerini önümüzdeki portlarda ekliycem.Bugün yapmak istediklerimi yapamadığım ,viran olmuş bakçesiyle yazlık resimlerini yayınlıyorum.Çünkü Amerika da yaşayan kuzenim Handan çok özlediğini ve yeni halini çok merak ettiğini söyledi.








İŞTE GELDİM BURDAYIMMMMM

        Şükür kavuşturana dostlar,nihayet bloğuma geri döndüm.Çok yoğun koşuşturmalı,sevinçlerin yanında derin üzüntülerinde olduğu bir yaz dönemi geçirdim.
        Antalya da lise arkadaşları buluşmasından bahsetmiştim .hatta oradan resimler de eklemiştim.yukardaki resim de o günlerden .canım arkadaşım Gülin in biricik kızı Burcu muzu kaybettik.sabah işe giderken geçirdiği kaza sonucu aramızdan ayrıldı.(beyaz ceketli)
        Annesinin biricik meleği,teyzelerinin ceylan gözlüsü, hiç beklenmedik bir anda yitip ayrılıverdi aramızdan. Bu hazin ayrılık hepimizin yüreğinde yeri doldurulamaz acılar bıraktı. Her şeye rağmen hayat devam ediyor ancak, yüreklerdeki burukluk, ne kadar zaman geçerse geçsin eksilmiyor.. Burcu'muz da daha tazecik bir fidandı.. Mekanı Cennet olsun.....